Balikçı Erkan Maydar
- Melida Mustafic
- 14 Eki 2019
- 1 dakikada okunur
20 senedir balık tutuyorum. Ancak sürekli değil, fırsat bulduğumda. Bu benim için bir hobidir. Balık tutmak bir kere insanın bütün stresini alıyor, kitap okumak veya yürüyüş yapmak gibi. Acayip bir zevk. Yemeğimi getiriyorum buraya. Ama balığın ipi tıklamasına, vurmasından yemeğimi yiyemiyorum.

Abilerimden öğrendim balık tutmaya. Beraber giderken beni de götürüyorlardı. İlk zamanlarda buraya geldiğim zaman gidiyordum, kocaman iğne almışım, saatlerce bekliyorum, balık gelmiyor. Ama zaman içerisinde ‘’Aaa, bu iğne değil, başka bir iğne almam lazım’’ diye öğrendim. Bu işte çok da sabır gerekiyor. Bazen bir saatte birkaç balık yakalarsın, bazen saatlerce hiçbir balık gelmiyor.
Eskiden tekneyle çıkardım. Arkasında küçük bir motor vardı. Bir gün benzin bitti denizin ortasında. Çok kötü gündü. Ama çevredeki insanlar, geçen tekneler beni farkedip yardım ettiler.
Eskiden balık çoktu. Şimdi bakıyorum, denizler çok kirli. Ben bu denizden küvet çıktığını gördüm. İnsanlar çok bilinçsiz olabiliyor. Eskiden balığa çıktığında 1-2 kova balık gelirdi, ama şimdi böyle bir şey yok. Çünkü deniz pis olunca balıklar kaçıyor.
Tuttuğum balıkların sayısı azsa burada dağatıyorum, biraz fazla tutarsam eve götürüyorum, yiyoruz tabii. Ben sonra balığı pişiririm, eşim de pişirir, anlarız balıktan. Sağlık açısından, haftada en az 3 defa balık tüketilmesi gereklidir.
Comments